Dusun
New member
“İki Taban Arasında Kalan Kalpler” – 2’lik Tabanın Hikâyesi
Selam forumdaşlar,
Uzun zamandır içimde bir hikâye taşıyorum. Aslında bu bir teknoloji konusu değilmiş gibi başlayacak ama sonunda “2’lik taban” dediğimiz o dijital dünyanın kalbine dokunacağız. Bu hikâyeyi paylaşmak istedim, çünkü bazen en teknik kavram bile insan kalbinin aynasında bambaşka bir anlam kazanabiliyor.
Bir bilgisayar mühendisi olan Can ve bir psikolog olan Elif’in hikâyesi bu. Biri sistemlerle, algoritmalarla, kodlarla yaşıyor. Diğeri kalplerle, duygularla, kelimelerin arkasındaki sessizlikle. Onlar birbirlerini bir “veri” gibi değil, bir “denge” gibi buldular.
---
Bir Kod Satırında Başlayan Tanışma
Bir akşam Can, sıkıcı bir forum başlığında “2’lik taban nedir?” sorusuna cevap yazıyordu.
Basitti onun için:
> “2’lik taban, yalnızca 0 ve 1 rakamlarından oluşan sayma sistemidir. Bilgisayarların dili budur.”
Ama o an Elif’in yorumu gözünden kaçmadı:
> “Yani bütün dünya aslında iki halden mi oluşuyor? Var ya da yok, açık ya da kapalı, sevgi ya da nefret…”
Can, ekranın başında durdu kaldı. İlk defa biri o soğuk 0’ları ve 1’leri duygularla okumuştu. İşte o anda başladı aralarındaki o görünmez algoritma.
---
Erkek Mantığıyla, Kadın Kalbiyle Yazılan Kod
Can, çözüm odaklı biriydi. Her şeyin bir mantığı, bir düzeni olmalıydı. Hayatta da, ilişkilerde de “çıktı” görmek isterdi. “Bir şey işe yarıyor mu, yoksa yaramıyor mu?”
Elif ise bambaşkaydı. Onun için mesele sonucu görmek değil, o sonuca nasıl ulaşıldığını hissetmekti.
Bir gün Elif, Can’a sordu:
> “Sence aşk hangi tabanda çalışır?”
Can güldü.
> “Tabii ki 10’luk tabanda. Çünkü karmaşık, büyük sayılarla uğraşırız orada.”
Elif başını salladı.
> “Hayır Can. Bence aşk 2’lik tabandadır. Çünkü aşk da bilgisayarlar gibi ya vardır ya yoktur.”
O anda Can sustu. Çünkü bir kadının, duygularla bu kadar matematiksel bir hakikati bu kadar sade anlatabilmesi onu büyülemişti.
---
Sıfır ve Bir Arasındaki Uçurum
Zamanla ilişkilerinde farklar belirginleşmeye başladı. Can bir problemi gördüğünde hemen çözüm bulmaya koşardı. Elif ise önce dinlemek, hissetmek isterdi.
Can’ın dünyasında 0’lar ve 1’ler kesindi.
Elif’in dünyasında ise arada tonlar, gri alanlar, duygular vardı.
Bir akşam tartıştılar.
Can bağırdı: “Beni neden anlamıyorsun Elif? Her şey bu kadar basitken neden karmaşıklaştırıyorsun?”
Elif’in gözleri doldu: “Çünkü sen 0’la 1 arasında hiçbir şey olmadığını sanıyorsun. Oysa bazen o ikisi arasındaki boşlukta en büyük anlam saklıdır.”
O an Can anladı… 2’lik taban sadece makinelerin dili değildi. İnsanların da ruhunda vardı o sistem. Bir yanımız 0’dı — kapalı, suskun, soğuk. Diğer yanımız 1’di — açık, dürüst, sevgi dolu.
---
Kalbin Kodunu Çözmek
Bir gece Can, Elif’in bu sözleri üzerine bilgisayarının başına geçti.
Yeni bir program yazmaya başladı: “Love.exe”.
Programın amacı basitti: Duyguların 2’lik tabandaki karşılığını bulmak.
Kod satırlarında yazdı:
```
if (love == true):
print("1 – Kalp açık, sinyal var.")
else:
print("0 – Kalp kapalı, bağlantı koptu.")
```
Ama çalıştırdığında ekran bir hata verdi:
SyntaxError: Undefined variable ‘feelings’
İşte o anda gülümsedi. Çünkü fark etti ki, bazı şeyler kodla tanımlanamazdı.
---
Kadınlar Empatiyle, Erkekler Stratejiyle Severse
Ertesi sabah Elif’e bir kahveyle gitti.
> “Haklıydın,” dedi. “Ben hep sistemi onarmaya çalıştım ama duyguları dinlemedim.”
Elif’in gözleri doldu.
> “Ve ben de hep hissettim ama bazen çözüm aramayı unuttum.”
İşte o an, birbirlerini anladılar. Çünkü bir ilişkide ne sadece 0 olmak, ne de sadece 1 olmak yeterliydi.
Gerçek bağ, aradaki geçişlerde, o anlam verilmeyen boşluklarda kuruluyordu.
Can o gün defterine şöyle yazdı:
> “Aşk, aslında mükemmel bir 2’lik tabandır. Her şey zıtlıklarla başlar, ama o iki uç birbirine bağlanınca anlam kazanır.”
---
Forumdaşlara Bir Söz
Bunu yazarken düşündüm dostlar…
Belki de hepimiz birer 0 ve 1’iz.
Birimiz kapandığında, diğeri açık kalırsa sistem yaşar. Ama ikimiz de kapandığımızda, işte o zaman dünya kararır.
2’lik taban sadece bilgisayarların dili değil.
Sevmenin, anlaşmanın, birbirini tamamlamanın dili.
Birimiz “mantık”, diğerimiz “kalp” oluruz — ama ikimiz bir araya geldiğimizde o sihirli sinyal yanar: 1.
---
Son Satır: Ya Sen Hangi Tabanlasın?
Şimdi siz söyleyin forumdaşlar…
Sizce aşk, yaşam, dostluk… hepsi gerçekten 2’lik tabanda mı çalışıyor?
Yani ya varız ya yok muyuz?
Yoksa o ikisi arasındaki gri boşlukta mı yaşıyoruz aslında?
Belki de önemli olan hangi tabanda olduğumuz değil, hangi “değeri” taşıdığımız.
Çünkü bazen bir 0 bile, doğru yerde durduğunda, sayının anlamını değiştirebilir.
---
Sevgilerle,
Bir kod satırına sığamayan bir yürekten...
Selam forumdaşlar,
Uzun zamandır içimde bir hikâye taşıyorum. Aslında bu bir teknoloji konusu değilmiş gibi başlayacak ama sonunda “2’lik taban” dediğimiz o dijital dünyanın kalbine dokunacağız. Bu hikâyeyi paylaşmak istedim, çünkü bazen en teknik kavram bile insan kalbinin aynasında bambaşka bir anlam kazanabiliyor.
Bir bilgisayar mühendisi olan Can ve bir psikolog olan Elif’in hikâyesi bu. Biri sistemlerle, algoritmalarla, kodlarla yaşıyor. Diğeri kalplerle, duygularla, kelimelerin arkasındaki sessizlikle. Onlar birbirlerini bir “veri” gibi değil, bir “denge” gibi buldular.
---
Bir Kod Satırında Başlayan Tanışma
Bir akşam Can, sıkıcı bir forum başlığında “2’lik taban nedir?” sorusuna cevap yazıyordu.
Basitti onun için:
> “2’lik taban, yalnızca 0 ve 1 rakamlarından oluşan sayma sistemidir. Bilgisayarların dili budur.”
Ama o an Elif’in yorumu gözünden kaçmadı:
> “Yani bütün dünya aslında iki halden mi oluşuyor? Var ya da yok, açık ya da kapalı, sevgi ya da nefret…”
Can, ekranın başında durdu kaldı. İlk defa biri o soğuk 0’ları ve 1’leri duygularla okumuştu. İşte o anda başladı aralarındaki o görünmez algoritma.
---
Erkek Mantığıyla, Kadın Kalbiyle Yazılan Kod
Can, çözüm odaklı biriydi. Her şeyin bir mantığı, bir düzeni olmalıydı. Hayatta da, ilişkilerde de “çıktı” görmek isterdi. “Bir şey işe yarıyor mu, yoksa yaramıyor mu?”
Elif ise bambaşkaydı. Onun için mesele sonucu görmek değil, o sonuca nasıl ulaşıldığını hissetmekti.
Bir gün Elif, Can’a sordu:
> “Sence aşk hangi tabanda çalışır?”
Can güldü.
> “Tabii ki 10’luk tabanda. Çünkü karmaşık, büyük sayılarla uğraşırız orada.”
Elif başını salladı.
> “Hayır Can. Bence aşk 2’lik tabandadır. Çünkü aşk da bilgisayarlar gibi ya vardır ya yoktur.”
O anda Can sustu. Çünkü bir kadının, duygularla bu kadar matematiksel bir hakikati bu kadar sade anlatabilmesi onu büyülemişti.
---
Sıfır ve Bir Arasındaki Uçurum
Zamanla ilişkilerinde farklar belirginleşmeye başladı. Can bir problemi gördüğünde hemen çözüm bulmaya koşardı. Elif ise önce dinlemek, hissetmek isterdi.
Can’ın dünyasında 0’lar ve 1’ler kesindi.
Elif’in dünyasında ise arada tonlar, gri alanlar, duygular vardı.
Bir akşam tartıştılar.
Can bağırdı: “Beni neden anlamıyorsun Elif? Her şey bu kadar basitken neden karmaşıklaştırıyorsun?”
Elif’in gözleri doldu: “Çünkü sen 0’la 1 arasında hiçbir şey olmadığını sanıyorsun. Oysa bazen o ikisi arasındaki boşlukta en büyük anlam saklıdır.”
O an Can anladı… 2’lik taban sadece makinelerin dili değildi. İnsanların da ruhunda vardı o sistem. Bir yanımız 0’dı — kapalı, suskun, soğuk. Diğer yanımız 1’di — açık, dürüst, sevgi dolu.
---
Kalbin Kodunu Çözmek
Bir gece Can, Elif’in bu sözleri üzerine bilgisayarının başına geçti.
Yeni bir program yazmaya başladı: “Love.exe”.
Programın amacı basitti: Duyguların 2’lik tabandaki karşılığını bulmak.
Kod satırlarında yazdı:
```
if (love == true):
print("1 – Kalp açık, sinyal var.")
else:
print("0 – Kalp kapalı, bağlantı koptu.")
```
Ama çalıştırdığında ekran bir hata verdi:
SyntaxError: Undefined variable ‘feelings’
İşte o anda gülümsedi. Çünkü fark etti ki, bazı şeyler kodla tanımlanamazdı.
---
Kadınlar Empatiyle, Erkekler Stratejiyle Severse
Ertesi sabah Elif’e bir kahveyle gitti.
> “Haklıydın,” dedi. “Ben hep sistemi onarmaya çalıştım ama duyguları dinlemedim.”
Elif’in gözleri doldu.
> “Ve ben de hep hissettim ama bazen çözüm aramayı unuttum.”
İşte o an, birbirlerini anladılar. Çünkü bir ilişkide ne sadece 0 olmak, ne de sadece 1 olmak yeterliydi.
Gerçek bağ, aradaki geçişlerde, o anlam verilmeyen boşluklarda kuruluyordu.
Can o gün defterine şöyle yazdı:
> “Aşk, aslında mükemmel bir 2’lik tabandır. Her şey zıtlıklarla başlar, ama o iki uç birbirine bağlanınca anlam kazanır.”
---
Forumdaşlara Bir Söz
Bunu yazarken düşündüm dostlar…
Belki de hepimiz birer 0 ve 1’iz.
Birimiz kapandığında, diğeri açık kalırsa sistem yaşar. Ama ikimiz de kapandığımızda, işte o zaman dünya kararır.
2’lik taban sadece bilgisayarların dili değil.
Sevmenin, anlaşmanın, birbirini tamamlamanın dili.
Birimiz “mantık”, diğerimiz “kalp” oluruz — ama ikimiz bir araya geldiğimizde o sihirli sinyal yanar: 1.
---
Son Satır: Ya Sen Hangi Tabanlasın?
Şimdi siz söyleyin forumdaşlar…
Sizce aşk, yaşam, dostluk… hepsi gerçekten 2’lik tabanda mı çalışıyor?
Yani ya varız ya yok muyuz?
Yoksa o ikisi arasındaki gri boşlukta mı yaşıyoruz aslında?
Belki de önemli olan hangi tabanda olduğumuz değil, hangi “değeri” taşıdığımız.
Çünkü bazen bir 0 bile, doğru yerde durduğunda, sayının anlamını değiştirebilir.
---
Sevgilerle,
Bir kod satırına sığamayan bir yürekten...