Hangisi Esas Olarak Aruz Ölçüsünün Feilâtün, Feilâtün, Feilâtün, Feilün Kalıbıyla Yazılmıştır ?

Aylin

New member
Hangisi Esas Olarak Aruz Ölçüsünün “Feilâtün, Feilâtün, Feilâtün, Feilün” Kalıbıyla Yazılmıştır? — Şiir mi, Şifre mi, Şaheser mi?

Selam forumdaşlar 🎭

Bugün size öyle bir konuyla geldim ki hem ciddi hem komik, hem sanatsal hem kafa karıştırıcı!

Sınavlarda sıkça karşımıza çıkan o meşhur soru:

“Hangisi esas olarak aruz ölçüsünün feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün kalıbıyla yazılmıştır?”

Ama gelin bunu sadece ezberlemeden değil, biraz kahkaha, biraz empati, biraz da stratejiyle çözelim. Çünkü bu kalıp, bir ritimden fazlası — adeta bir yaşam felsefesi! 😄

---

Aruz Ölçüsü: Kulakla Başlar, Kalple Biter

Aruz ölçüsü, Osmanlı döneminden bugüne uzanan bir “vezin mucizesi”.

Kısaca açıklayacak olursak: uzun ve kısa hecelerin ritmik düzenidir.

Ama bunu sınavda okurken gözleri fal taşı gibi açılanlar bilir — sanki matematikle edebiyatın gizli bir evliliği gibi!

Bir bakarsın heceyi uzatmışlar, bir bakarsın kesmişler; “feilâtün” diyorlar, “mefâilün” giriyor araya... insanın iç sesi bile kafiyeye giriyor.

Ama gelin dürüst olalım:

Erkek forumdaşlar bu kısmı genelde şöyle çözüyor:

🧠 “Mantık kuruyorum, desen kalıbı A-B-A-B gibi... tamam bu teknik iş!”

Kadın forumdaşlar ise daha duygusal yaklaşıyor:

💖 “Ah, bu kalıpta bir ritim var, kalbime işliyor. Sanki bir dervişin nefesi gibi: feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün…”

Ve işte aruz ölçüsünün büyüsü burada başlıyor.

Bir taraf stratejik, diğer taraf empatik — ama sonunda herkes aynı ritimde salınıyor.

---

Feilâtün Feilâtün Feilâtün Feilün: Ritmin Arka Planında Neler Oluyor?

Öncelikle bu kalıp nedir, kimdir, nereye gider?

“Feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün” dediğimizde aslında 4 tef’ileden (vezin biriminden) oluşan klasik bir aruz kalıbından bahsediyoruz.

Kısaca şöyle düşünebiliriz:

> Uzun, kısa, uzun hece... derken kalem elinde müzikal bir ritim doğar.

Divan şairleri bu kalıbı genellikle aşk, hüzün, ilahi sevgi gibi temalarda kullanmıştır.

Ama modern çağda biz bunu duysak, “Bu rap şarkısının altyapısı mı?” diye sorarız muhtemelen 😄

Mesela Fuzûlî’nin bir beyti bu kalıptadır:

> “Su kasidesi”nin o meşhur ritmiyle akar:

> “Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su”

> İşte o “feilâtün”ler var ya… hepsi burada gizli.

---

Erkek Forumdaşlar: Aruzun Çözüm Tablosunu Çıkaranlar

Erkek forumdaşlarımızın bu konudaki yaklaşımı tam bir mühendislik harikası.

Bir bakmışsın defterde şu tablo var:

```

Feilâtün = _ U – –

Feilün = _ U –

```

(Altında ok, kutucuk, bağlantı çizgileri… Sanki şiir değil, kodlama yapıyor!)

“Hocam,” diyor biri, “ben bunu Excel’e attım, heceleri formülle sayıyorum!”

Evet dostlar, bazıları için aruz bir sanat değil, bir strateji savaşıdır.

Bir kelime fazla uzarsa “kalıp bozuldu” diye panik atak geçiriyor.

Ama işte bu da güzel; çünkü analitik zihin şiiri mekanik bir müzik gibi çözse de, sonunda ritme kapılıyor.

Aruzun büyüsü, matematiği bile duygusallaştırıyor.

---

Kadın Forumdaşlar: Ritmi Hisle Yakanlar

Gelelim kadın forumdaşlara…

Onlar için aruz ölçüsü, teknik değil bir duygu akışı.

Bir kadın forumdaş şöyle demişti geçen gün:

> “Ben kalıbı saymıyorum, kelimelerin ruhunu hissediyorum.”

İşte bu!

Feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün — kalple okunduğunda bir ninniye dönüşüyor.

Sanki geçmişten bir şair usulca kulağına fısıldıyor:

> “Aşkın ölçüsü vezinle değil, hisledir...”

Kadın forumdaşlar genelde aruzla ilgili yorumlarda şöyle yazıyor:

“Bu kalıpta bir melodi var. Okurken içim bir garip oluyor.”

Ve evet, çünkü o kalıpta divan edebiyatının kalp atışları var.

---

Aruzla Mizah Yapılır mı? Elbette!

Bir de işin mizahi tarafı var tabi.

Bir arkadaş “Feilâtün”ü ezberleyememiş, sınavda şöyle yazmış:

> “Feyyaztün, Feyyaztün, Feyyaztün, Feyyazün.”

> Hocası demiş ki:

> “Evladım, sen aruz değil, Arapça futbolcu ismi yazmışsın.” 😄

Bir başkası demiş ki:

> “Feilâtün’ü duydum da, Feilâtün bana sabah alarmı gibi geliyor:

> Feilâtün! Feilâtün! Feilâtün! Feilün!”

Böyle olunca insanın gözünde aruz ölçüsü değil, sanki ritmik bir dans canlanıyor.

Bence eğer aruz bugünkü gençliğe anlatılacaksa, yanına biraz mizah, biraz da rap beat’i eklenmeli.

---

Ama Şiir Bitmez, Kalıp Değişir

Bakın forumdaşlar, aruz ölçüsü artık günlük dilde çok kullanılmıyor olabilir.

Ama onun öğrettiği şey hâlâ çok güncel: Ritim.

Hayatta da ritim var:

Kahkahalar, kalp atışları, adımlar, konuşmalar… Hepsi bir vezne sahip.

“Feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün” kalıbı da aslında hayatın ritmini anlatıyor:

> Uzun bir nefes (feilâtün), bir mola (feilâtün), bir çaba (feilâtün), ve bir son (feilün).

> Tıpkı yaşamak gibi, değil mi?

---

Forumdaşlara Sorular: Ritim Sende mi, Kalıpta mı?

Şimdi soruyorum:

Sizce bu “feilâtün” meselesi sadece bir şiir kalıbı mı, yoksa içsel bir denge mi?

Bir şiir ölçüsüyle bu kadar dalga geçebiliyorsak, belki de onu gerçekten anlamışızdır?

Erkek forumdaşlar, aruzu çözerken tablo mu çıkarıyorsunuz hâlâ?

Kadın forumdaşlar, bu ritim sizde de kalbinizi tıngırdatıyor mu?

---

Sonuç: Feilâtün, Feilâtün, Feilâtün, Forum!

Aruz ölçüsünün o meşhur kalıbı aslında hepimizin içinde var:

Biri plan yapar, biri hisseder, biri güler, biri ağlar.

Ama sonunda hepimiz aynı vezinde buluşuruz.

O yüzden dostlar, ister teknik ister duygusal yaklaşın…

Unutmayın: Şiir kalıpta değil, kalpte başlar.

Feilâtün’ü ezberlemeyin, hissedin.

Peki siz olsanız hangi duygunuzu “feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün”le yazardınız?

Yorumlarda buluşalım, bir de sizinkini dinleyelim. 🎵