Permanent kalem kurursa ne yapılır ?

Irem

New member
Permanent Kalem Kurursa Ne Yapılır?

Merhaba sevgili forumdaşlar! Bugün çok önemli bir konuda, hayatımızın bir parçası olmuş ama bazen beklenmedik şekilde bizi yarı yolda bırakabilen bir nesne hakkında konuşacağız: permanent kalem!

Biliyorsunuz, permanent kalemler hayatımıza o kadar girmiş durumda ki, nerede bir etiket, kutu veya bir yüzey görsek, bir bakmışız elimizde kalem, imza atıyoruz. Ama bir de o kötü anı var: Kalem kurur ve resmen "Ben buradayım!" diyen tüm yazılarımız yok olur. İşte bu noktada devreye girmemiz gereken bir kaç strateji ve yaklaşım var. Erkekler “Hadi çözümü bulalım” deyip hemen aksiyona geçer, kadınlar ise “Belki biraz ona da anlayış göstersek, başka türlü çözüm bulamayız” derler. Bugün biraz bu çözüm odaklı, stratejik ve empatik bakış açılarını mizahi bir şekilde harmanlayacağız. Hazırsanız başlıyoruz!

Erkeklerin Stratejik Bakışı: "Bir Çözüm Bulmalıyız!"

Erkekler, permanent kalem kuruduğunda ilk anda pratik çözüm arayışına girerler. Yani ne yapmalı? Hemen işe koyulurlar, çünkü çözüm bulmazlarsa rahat edemezler. Adeta bir mühendis gibi, kalemle olan ilişkilerini düzeltmek için kullanabilecek her türlü teknik bilgiye başvururlar.

“Peki kalemin içinde ne var? Mürekkep mi bitti, yoksa bu kadar hızlı kuruduğu için tıkanma mı oldu?” diye düşünürken, çözüm için hemen mutfağa yönelirler. İhtiyaç listesi şöyle şekillenir:

Aseton: Hani o aseton ki, hiçbir problemi çözmese de her şeyin üzerine döküldüğünde “Bir işe yarar!”* dedirtir.
- Zeytinyağı: Biraz eski usul ama bir kalemi canlandırmak için zeytinyağını her şeyde olduğu gibi deneyebilirsiniz, belki de mucize yaratır.
- Isıtma yöntemi: Son çare olarak, kalemi tüp şeklinde biraz ısıtmak. Belki biraz daha sıvılaşır, belki bir damla daha yazabilir.

Ve sonunda erkekler, “Yahu, acaba bu kalem bozulmuş olabilir mi?” diye düşünürken, doğru çözüm her zaman yanındadır: "Bir tane daha alırım, ama bu kalemin de hakkını vereceğim!”

Tabii, tüm bu çözüm önerileri hala "düşünce aşamasında" kalsa da, erkeklerin bir kalemle uzun süre vakit geçirmesi gerektiği fikri genellikle pek yaygın değildir. Çünkü, onlara göre önemli olan sonuca ulaşmaktır. Hedef: Kalemin hayata dönmesi!

Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Eyvah, Kalem Hüzünlü!”

Şimdi de kadınların bakış açısına göz atalım. Kadınlar, bir permanent kalemin kuruması durumunda daha çok “duygusal” bir çözüm arayışına girerler. Onlar için kalemin yaşadığı bu talihsizlik, biraz daha bir ilişkisel yaklaşımı gerektirir. Önce derin bir nefes alırlar, kalemi ellerinde tutarken duygusal bir bağ kurmaya çalışırlar.

“Bu kalemi niye tam şimdi kuruyor, oysa sadece az önce yazıyordum!” derken, önce sorunun duygusal boyutuna odaklanırlar. Ardından çözüm arayışlarına başlarlar. Ama ne olur ne olmaz, biraz empati kurarlar; kalemi rahat bırakmak, ona biraz alan tanımak gibi, belki de sorunun kaynağını anlamak gerekir. Yani bir nevi “Herkesin bir kuruma süresi vardır, kalemin de var” yaklaşımını benimserler.

Kadınlar, kalem kuruduğunda “yumuşak” çözüm önerileriyle durumu dengelemeye çalışırlar. İşte bazı öneriler:
- Su buharı: Kalemi bir fincanda sıcak su buharı altında bekletmek, ona biraz rahatlama sağlar. Yavaşça mürekkep tekrar hareketlenebilir.
- Nazik dokunuş: Bir miktar mürekkep ekleyerek onu canlandırmak, ama çok fazla baskı yapmadan; sanki sevgiyle yaklaşıp “Geri dön, seni seviyoruz” demek gibi.
- Moral: Belki de kuruyan kaleme moral vermek en iyi çözüm olabilir, kim bilir?

Ve sonra kadınlar şunu söylerler: “Belki de kalemin kendi hayatında bir dönüm noktasındadır. Ne olur, biraz anlayış gösterelim!” Sonra, kalemin kurumuş olmasının hüzünlü yönüne odaklanarak, yeni kalem almak yerine bir düşünce molası verilir.

Birleştirici Çözüm: “Belki Herkesin Bir Yolu Var!”

İşte burada, hem erkeklerin çözüm odaklı bakış açıları hem de kadınların empatik yaklaşımları birleşiyor. Belki de bu kalem kuruyorsa, tek yapmamız gereken şey, onu biraz rahat bırakmak. Ancak birazdan yeni bir kalem almak, çözüme giden yolun en pratik kısmı olabilir.

Evet, belki de bu kalem gerçekten bozulmuş olabilir. Ama en azından hep birlikte kalemle ilgili farklı yaklaşımlar geliştirdik! Erkekler, “Hadi bunu halledelim” diyerek çözüme ulaşırken, kadınlar da “Belki de biraz sabır, biraz anlayış” diyerek kalemi tekrar eski haline getirmeyi umarlar.

Son Söz: Kalem Kurudu, Ama Bizim Umudumuz Bitmedi!

Sonuçta, ne olursa olsun, permanent kalemin hayatımıza kattığı şeylerden ders çıkarabiliriz. Bir kalem kuruduğunda, ona biraz zaman verip en iyi çözümü bulmaya çalışmak, tıpkı hayatta da her soruna yaklaşırken gösterdiğimiz sabır ve pratik zeka gibi…

Peki ya siz? Kalem kurarsa ne yapıyorsunuz? Erkekler gibi hemen çözüm mü arıyorsunuz, yoksa kadınlar gibi empatik bir yaklaşım sergileyip ona biraz zaman mı tanıyorsunuz? Yorumlarda buluşalım, bakalım kim nasıl çözüm öneriyor!