Lisans-ı kal ne demektir ?

Dilan

Global Mod
Global Mod
“Lisans-ı Kal” Ne Demektir? Tarihsel, Sosyal ve Güncel Perspektiflerden Bir Bakış

Selam dostlar! Forumda dolaşırken “lisans-ı kal” ifadesiyle ilgili birkaç soru gördüm ve dedim ki, bu konuyu biraz derinleştirelim. Çünkü kulağa oldukça eski ve edebi gelen bu ifade, aslında hem dilimizin zenginliğini hem de düşünce dünyamızın köklü yanlarını yansıtıyor. Biraz tarih, biraz edebiyat, biraz da günümüzle bağ kurarak bu kavramı masaya yatıralım.

Etimolojik ve Kavramsal Köken

“Lisans-ı kal” ifadesi, Osmanlı Türkçesi kökenli bir terimdir. Burada “lisans” Arapça kökenli olup “izin, serbestlik, serbest konuşma hakkı” anlamına gelir. “Kal” ise yine Arapça’dan geçme bir kelime olup “söz, ifade, konuşma” demektir. Birleştirildiğinde “lisans-ı kal”, kelime anlamıyla “söz söyleme özgürlüğü” ya da “konuşma yetkisi” şeklinde anlaşılır.

Divan edebiyatı metinlerinde, bürokratik belgelerde veya edebi eleştirilerde bu kavrama rastlanır. Özellikle “hür söz söyleme hakkı” veya “düşüncesini açıklama serbestliği” bağlamında kullanılmıştır. Bugünkü “ifade özgürlüğü” kavramının tarihsel bir karşılığı gibi düşünebilirsiniz.

Tarihsel Kullanımlar

Gerçek dünyadan örneklerle biraz daha netleştirelim:

- Osmanlı döneminde bazı şairler ve müderrisler, “lisans-ı kal” ile padişaha veya üst makamlara yönelik eleştirilerini dolaylı yoldan dile getirme hakkını vurgulamışlardır.

- 18. yüzyılda edebi tartışmalarda, bir kişinin “lisans-ı kal” sahibi olması, onun düşüncelerini çekinmeden dile getirebildiğini ifade ederdi.

- 19. yüzyılda Tanzimat dönemiyle birlikte basın özgürlüğü tartışmaları başladığında, “lisans-ı kal” ifadesi, gazeteciler arasında bir tür slogan gibi kullanıldı.

Yani aslında bu terim, sadece bireysel değil toplumsal ve siyasal boyutları olan bir kavramdır.

Modern Karşılık: İfade Özgürlüğü

Bugün “lisans-ı kal” deyince akla doğrudan ifade özgürlüğü geliyor. Peki veri ne diyor?

- Freedom House 2023 raporuna göre, dünyada ifade özgürlüğü tam anlamıyla korunan ülkelerin oranı %20’nin altında.

- Türkiye’de ise ifade özgürlüğü konusunda kısıtlamaların arttığına dair raporlar mevcut.

Bu veriler bize, “lisans-ı kal”ın tarihsel bir terim olmasına rağmen hâlâ güncel ve tartışmalı bir mesele olduğunu gösteriyor.

Farklı Perspektifler: Erkek ve Kadın Yaklaşımları

- Erkeklerin pratik/sonuç odaklı bakışı:

“Bu kavram bana ne sağlar? Hangi şartlarda söz söylemek bana fayda getirir? İfade özgürlüğünün kısıtlandığı yerde hangi stratejiyi izlemeliyim?” Burada mesele, doğrudan sonuçlar ve fayda üzerinedir. Erkek bakışı daha çok “çözüm üretme” ve “somut fayda sağlama” ekseninde ilerler.

- Kadınların sosyal/duygusal odaklı bakışı:

“Lisans-ı kal, toplulukta kendini ifade etmenin duygusal rahatlığını getiriyor mu? Kadınların söz söyleme özgürlüğü tarih boyunca ne kadar tanınmış? İfade özgürlüğü sosyal ilişkileri, dayanışmayı ve empatiyi nasıl etkiliyor?” Burada odak, bireyler arası ilişkiler ve toplumsal uyum üzerinedir.

İki bakışı yan yana koyduğumuzda, ifade özgürlüğü hem bireysel stratejiler hem de toplumsal uyum için vazgeçilmez bir unsur olarak ortaya çıkıyor.

Sosyal ve Kültürel Etkiler

Lisans-ı kal, yalnızca politik veya hukuki bir hak değil; aynı zamanda kültürel yaşamın da parçasıdır.

- Edebiyat: Şairler, diledikleri gibi yazabilme özgürlüğünü “lisans-ı kal” ile bağdaştırmıştır.

- Günlük yaşam: İnsanların bir masada oturup özgürce tartışabilmesi, aslında bu kavramın toplumsal karşılığıdır.

- Psikoloji: Kendini ifade edemeyen bireyler, zamanla bastırılmışlık hissi yaşar. Bu da toplumsal gerilimi artırır.

Gerçek Hayattan Örnekler

- Üniversitelerde yapılan tartışma kulüplerinde, öğrenciler “lisans-ı kal”ı fiilen deneyimler. Fikirlerini özgürce söyleyebilmek onların özgüvenini artırır.

- Sosyal medyada, kimi kullanıcılar düşüncelerini özgürce dile getirdiklerinde toplumsal yankı bulurlar; kimi zaman da bu “özgürlük” başlarına iş açar. Bu da günümüzün “lisans-ı kal” sınavıdır.

Gelecek Perspektifi

Dijital çağda ifade özgürlüğü, yani “lisans-ı kal”, daha da önem kazanıyor. Yapay zekâ, algoritmalar ve sansür mekanizmaları, bireylerin kendini ifade etme alanlarını hem genişletiyor hem de daraltıyor. Gelecekte bu kavramı belki de “dijital lisans-ı kal” şeklinde konuşacağız.

Sonuç: Kelimenin Gücü

“Lisans-ı kal”, sadece eski bir Osmanlıca terim değil; bireyin ve toplumun nefes borusu. Tarihte şairler için bir meydan okuma, bugün içinse evrensel bir hak. Verilere baktığımızda ifade özgürlüğü tam anlamıyla garanti altında değil; ama bireyler için hâlâ en değerli kazanımlardan biri.

Forum Kapanışı: Tartışmaya Açık Sorular

- Sizce günümüzde gerçekten “lisans-ı kal”ımız var mı, yoksa kâğıt üzerinde mi?

- Erkeklerin stratejik bakışıyla kadınların empatik yaklaşımı birleştiğinde, ifade özgürlüğünü nasıl daha sağlam temellere oturtabiliriz?

- Sosyal medyada fikirlerimizi paylaşırken özgür müyüz, yoksa görünmez bir sınır mı var?

Hadi sözü size bırakıyorum; çünkü “lisans-ı kal” tam da burada, forumda başlıyor: Herkesin kendi sözünü, kendi sesini katmasıyla.